İş çıkışı rutin Nişantaşı turu. Uzun zamandır Beyoğlu’ndaki MAC’e ne ara uğrasam diye plan yapmaya bile üşenirken MAC ayağıma geldi. Şansıma da bugün açılmasın mı Nişantaşı’nda a dostlar 🙂 Hemen girdim içeriye. Sevgili Tahsin güleryüzüyle boyadı suratımı, kibar kibar anlattı inceliklerini. Sonra da bir güzel sattı ürünleri bana. Elim dolu geldim eve. Ne güzel ne güzel çok sevindim bu işe. MAC artık dibimde hihooyt 🙂
Nişantaşı
Gazete ve dergilerinizi nereye koyuyorsunuz?
Öğlende Nişantaşı Paşabahçe‘ye gittim ve nereye saldıracağımı bilemedim:) Yine herşey birbirinden şeker. İnsanın evini oradaki güzel ıvır zıvırlarla doldurası geliyor. Bu sefer favorim yukarıda görmüş olduğunuz gazetelik. Çok şık duruyor ancak içine koyacaklarınızdan daha pahallı 🙂 Beğenenler için adres burdur, durmayın tıklayın 🙂
Oradan çıkıp Muji‘ye gittim ve aynı psikolojiyi tekrar yaşadım. Çok zamanım olmadığı için birkaç şeye göz atıp çıkmam gerekti 😦 Ben de kendime çok şeker bir kalem aldım 🙂 Çıkışta tekrar uğramayı düşünüyorum.
Açılışı Muji ile yapalım
Nişantaşı Akkavak sokakta bulunan Muji hakkında çok şey duydum ancak bir türlü gitme fırsatım olmadı. Çok yakınımda olmasına rağmen denk gelmedi işte.
Yıllardır yurtdışında tanınan ve Türkiye’ye Bilsar ile gelen Muji’den alınan değerli hediyem bu merakımı daha da pekiştirdi. Üç boyutlu kartta Paris’in silüeti var. Sade tasarımı renkli ve ışıklı şehirle tezat oluştururken arkasına yazılan not onu daha da değerli kılıyor:)