Aşkolsun IMDB

kemerlerinizibaglayin

Ferzan Özpetek filmi izlemeyeli epey zaman, bloga yazmayalı daha da uzun zaman olmuş olmalı ki bu vesileyle eski günlere dönüş yapayım dedim. Blog yazmak ciddi mesai isteyen bir hobi ve malesef diğer “ciddi” mesailerimizden hobilerimize enerjimiz kalmıyor. Heves olsa zaman olmuyor, zaman olsa heves.

Çok ağladım, konumuza dönelim.

Ferzan Özpetek’in son filmi Kemerlerinizi Bağlayın’ın IMDB puanı 6.4. Bana sorsanız 8 olmasa da 7’lerde, ama kesinlikle daha altında değil. Film klişe mesajlar vermiş evet ama en azından gülümsetmeye de devam etmiş. Sosyal medya ile kendisini bile olduğundan farklı göstermeye çabalayan insanoğlunun, geleni olduğu gibi kabul etmesinin nasıl olduğnu anlatmaya çalışmış.

İlk yarının sonunda içim daralsa da, devamı iyi ki yarıda çıkmamışım dedirtti. Benim için çok anlam yüklü bir filmdi. Tavsiye ederim.

 

Absürd komiktir: Roma’ya sevgilerle

Benim için sonbahar sinema mevsiminin açılışı demek. Yağmurlu havada sinemaya gitmekten güzel ne olabilir ki? Woody Allen filmleri de sonbahara çok yakışır. Sıcacık sohbetli, güzel şehirli, güzel kadınlı, yakışıklı adamlı, abdürd, komik sahnelerle dolu romantik komedi tadında 🙂

Her filme gidişimden önce yaptığım gibi film kaç puan almış diye IMDB’ye baktım: 6.5 hmmmm. Yok ya giderim ben bu filme dedim. Pişman da olmadım,bilakis çok memnun oldum. Gayet akıcı ve neşeli bir film izledim. Şöhretle, değerlerle, ilişkilerle, hayat tecrübeleriyle dalga geçen, hayatını bu kavramlar üzerine kurmuş insanların çırpınışlarını komik bir dille anlatan, bana göre muhteşem bir film. İzlemeyenlere, puanlara bakıp vazgeçenlere kesinlikle tavsiye ederim. Sinemadan yüzünüzde gülümseme ile ayrılacaksınız.

İyi seyirler 🙂

Inception – Rüya mı gerçek mi?

Warner Bros’un davetiyle Inception’ın ön gösterimine gittik. Daha film gelmeden yorumlar ve beğeniler ayyuka çıkmıştı, bizim de tecrübe etmemiz iyi oldu.

Üniversitede Postmodern Film and Fiction dersi için Christopher Nolan‘ın Memento filmini incelemiştim ve adama hayran kalmıştım. Inception’la da kalbimdeki yeri iyice büyüdü.

Filmde, insanların en savunmasız anları olan uykuda bilinçaltlarının nasıl etkilenebileceği işleniyor. Spoiler vermemek için lafı uzatmıyorum. Mutlaka mutlaka izleyin.

Benim de posterim olsun derseniz de şuraya tıklayın:)

Alice bir garip diyarlarda!

Şu masalların çocuklar için olmadığını, altında neler neler yattığını anlamadılar gitti.

Filmde makyajlar ve kotümler çok güzeldi. Zaten filmle ilgili büyük beklentilere girmeme de neden olan buydu. Herşey iyi hoştu da film sıradan bir macera animasyonunun ötesine geçemedi. Nerde o ironiler, nerde o Alice’in saf saf lafları, hayvancıkların onu tiye alan kıvrak cümleleri.

Olmadı Tim Burton.

Aslında çocuk filmi diyorum da çocuklar da korkar, izlemeyez filmi. E peki bu filmi kim izleyip beğenecek? Hiç tavsiye etmiyorum. Zaman kaybı!

Alice Harikalar Diyarında geldi bile :)

Vogue’un Türkiye’ye gelmesinden bile beni daha çok heyecanlandırdan Alice Harikalar Diyarı’nda nihayet çooook yakınımızda. Cuma’yı iple miple ne varsa onunla çekiyorum. Hem de 3D izleme şansımız olacak. Daha ne olsun 🙂
 
Alice Harikalar Diyarı’nda tutkum zaten aşikar. Bloga adımı vermesinin yanı sıra tezime bile konu olmuştu. Mükemmel bir eser. Üstelik şimdi Tim Burton’un yorumuyla beyaz perdede. Ayyy yazdıkça heyecanlanıyorum 🙂
 
İzledikten sonra izlenimlerimi paylaşacağım.
 
Not: Cinecity mailing yapmış 3D sadece bizde diye. Yok öyle birşey değil mi?

Sherlock Holmes (İngiliz aksanıyla söylenmiştir)

Warner Bros’un nazik davetiyle bu akşam Sherlock Holmes‘u izlemeye gittik. Guy Ricthie‘nin yönettiği filmi izlemek keyifliydi. İlk yarısı iş çıkışı yorgun olduğumdan uykum geldiyse de ikinci yarı heyecanlıydı. Bu aralar üstüste güzel fiflmler izlemek iyi oldu diyordumm kiiii, ta ki pazar günü Almodovar’ın filminde ne kadar sıkıldığımı hatırlayıncaya kadar. Onu da fırsattan istifade belirtmiş olayım.

Sherlock Holmes’u sadece Jude Law severlere değil, herkese tavsiye ederim 🙂

Stella da Harikalar Diyarında

Alice der dururum çocukluğumdan beri. Bana ilham veren, bitirme tezime konu olan Alice, Stella McCartney’nin aklını çelmiş. Tim Burton’un Alice Harikalar Diyarında uyarlamasını izlemeye giderken Stella’nın tasarladığı cicileri takalım.

 Olmaz mı? 🙂 

Coco avant Chanel

Gabrielle Chanel’in hayalleri, aşkları, acıları ve başarılarını izlerken pek çok kadın onun kadar cesur olmayı içinden geçirmiştir. IMDB ile bu sefer ayrı düştük. Herşeyden önce Coco’nun yeteneğini, kumaş parçalarından harikalar yarattığını görmek, annemin dikiş makinasına el mi koysam düşüncelerimi tetiklemedi değil. Ben daha yüksek bir not veriyorum 🙂

This is Michael Jackson, This is it!

michael-jackson-this-is-it-poster

Uzun zamandır beklediğim, Michael Jackson’ın gerçekleştiremediği son turnesinin filmini bu gece izledim. “This is it” baştan sona Pop’un Kralı’nın başarısını, azmini, işine, ekibine ve herşeyden önce dinleyicisine / izleyicisine olan saygısını anlatıyor. Dünyaca tanınmak, yıllara meydan okumak, milyonları peşinden sürüklemek, idol olmak, skandallara karışmak, yok edilmeye istenmek, tepki toplamak, dışlanmak… Geriye kalan şarkılarının ardında iç burkan bir hayat. Filmi izlerken kafamdan bir dolu şey geçti. Aslında bizim gibi insan olduğunu unuttuğumuz hayatlar yaşıyor insanlar dedim. Herşeyin bir bedeli olmalı mı dedim.

Ama en çok Michael Jackson’ı tanıyan jenerasyondan olduğum için şanslı olduğumu düşündüm. Sonundan, ucundan yakaladım en parlak dönemini. Şarkılarını dinlerken ayna karşısında dansını taklit etmeye çalıştığım zamanları hatırladım. Şarkılarını kimbilir kaçıncı kere dinledim bu filmle birlikte.

Üreten bir insanın göçüp gitmesi ne acı. Huzur içinde yat MJ.