Yine mi Federer? Emin değilim!

US Open, İstanbul’ la aynı anda New York’ u da etkileyen yağışlar dolayısıyla 14 Eylül Pazartesi gününe kalan finalle noktalandı. Finalde son 5 yılın kupasını evinde bulunduran Roger Federer‘ i görmeyi tahmin ediyorduk. Grand slam finali dendiğinde akla gelen bir diğer kişi ise Rafael Nadal. 2009’da Roland Garros’ a Söderling‘ le hoşçakal diyen, Wimbledon’ da karnındaki sakatlığı nedeniyle yer almayan Nadal, Amerika’yı bekliyordu. Abdominal ağrılarından bu turnuvada da çeken Nadal, Almagro maçında vatandaşıyla kortun iki yarısında karşılıklı yatarak bir müddet tedavi gördü 🙂

Okumaya devam edin

Legend of Legends: Roger Federer

grand_slam_legends

Wimbledon’ı heyecanla bekledigimizi söylemiştik, buna da değdi sanıyorum. Geçen yılın şampiyonu Nadal en büyük rakip olarak süpriz bir şekilde, Paris’teki 4. turdan sonra Wimbledon‘da da baştan meydanı Federer‘e bırakmıştı. Gerçi Roddick‘le geçen 5 saate yaklaşan finali, hele ki 16-14 biten 5. seti düşününce pek de meydanın tek kişiye kolay bir lokma olarak kalmış olmadıgını gördük. 4 saat 16 dakikanın sonunda Federer 4. Grand Slam final karşılaşmalarında Roddick’i mağlubiyete mahkum ederek Amerikalıyı ve hayranlarını bir kez daha üzdü ve Nadal’a ödünç verdigi ATP dünya sıralamasında 1 numarayı geri aldı. Aslında fazla söze gerek yok, Federer kolay galibiyetlerle değil resmen tüm enerjisini, konsantrasyonunu ve soğukkanlılığını kullanarak zorlu yollardan ulaştığı 15inci kupasını bu sefer daha bir anlamlı öperek havaya kaldırdı. Bizler de önceki yazımızda bahsettigimiz tarihe tanıklık etmiş olduk, böylece fotografta görüldügü üzere Federer tenis tarihinin büstleri arasında en tepedeki yerine yerleşti. Ardında Pete Sampras (14), Roy Emerson(12), Rod Laver(11) ve Björn Borg(11)ü bırakarak.
Üstelik de şöyle güzel bir istatistikle: tüm bu şampiyonlukları 7 yıl içerisinde kazanarak. En son egale ettiği Sampras ile kıyasladığımızda Sampras 14 galibiyete 13 yıl içerisinde ulaşabilmişti. Öte yandan da Wimbledon’daki ardarda 7. finalinde 6. şampiyonluğunu elde etti. Bu tarz şok edici istatistikler Federer söz konusu oldugunda saymakla bitmiyor, gelecek yıllarda da şaşırarak izlemeye devam edeceğimizden eminim.

İşte son olarak size sayılarla Federer. Tabii ki şimdilik 15e kadar 🙂

1 – Federer’in Wimbledon zaferinden sonra Güney Afrika Havayolları 2009 ATP sırası, son 17 Grand Slam’de katılamadığı final sayısı
2 – Federer’in aynı yıl (2006-07) tüm dört Grand Slam finaline ulaşma sayısı
3 – Avustralya Açık şampiyonluğu sayısı (2004,’06-07) ve aynı yıl üç Grand Slam kazanma sayısı
4 – Her bir Grand Slam Turnuvasında en az ulaştıgı final sayısı
5 – US Open şampiyonlukları (2004-2008) ve Nadal’a kaybettigi Grand Slam finallerinin sayısı
6 – Wimbledon şampiyonlukları sayısı, yedi ardışık finalde altı şampiyonluk
7 – En az bir Grand Slam kazandığı ardışık yıl
8 – En az yarı finale kadar geldigi 21 ardışık Grand Slamde kaybettigi maç sayısı
9 – Grand Slam finallerinde elediği farklı ülkeler (Avustralya, Şili, Kıbrıs, Büyük Britanya, Rusya, Sırbistan, İspanya, İsveç ve ABD)
10 – 2005 Wimbledon ve 2007 arasında US Open arasında ardışık finale ulaştıgı Grand Slam sayısı
11 – Roland Garros’u kazanmadan önceki katılma sayısı (Andre Agassi ile aynı) ve Grand Slam finallerinde elediği farklı rakiplerin sayısı
12 – Calendar-year Grand Slam’i tamamladıgı 2006 sezonunda kazandığı turnuva sayısı
13 – En az yarı finale kadar geldiği 20 ardışık Grand Slam’den kazandıklarının sayısı
14 – Pete Sampras’ı erkekler tenis tarihinin en fazla Grand Slam kazanma sıralamasında egale ettiği şampiyonluk sayısı
15 – Yeni Grand Slam şampiyonluğu rekoru

****
Güzel yorumları ve katkıları için konuk yazarım Ercan Saraç’a buradan teşekkürlerimi sunuyorum 😉

Ayrıca Federer’i web sitesinin dışında Facebook grubundan da takip edebilirsiniz. Eşiyle birlikte sürekli güncel tutuyorlar. Wimbledon sonrası çektikleri kısa videoyu da izlemenizi tavsiye ederim. Hemen Pazartesi günü yüklemişler.

Tebrik üstüne tebriği hakediyor:)

****

Share

Federer’le Paris’ten Londra’ya

RogerFederer

Tenis dünyasında iki Grand Slam‘in tam ortasındayız. Otoritelerin de telaffuz ettigi üzere tarihi bir Roland Garros‘un üzerinden bir hafta geçti. Havalar ısındıkça hemen kuzeye, kırmızı Paris topraklarından Londra’nın çimlerine belki yine tarihi olacak bir Wimbledon‘a gitmemize bir hafta kaldı.

Roland Garros ’09 nasıl tarihi oldu? Başta Federer kendi tarihini yazdı, onun yanı sıra diğer finalist İsveçli Söderling de final yolunda nice seri başlarına acımadı. En başta da 3 yıldır turnuvanın şampiyonu, dünyanın 1(bir) numarası Rafael Nadal‘ı daha yolun yarısına gelemeden veda etmek zorunda bıraktı. Her ne kadar meydan 3 finaldir kupa yolunda sadece Nadal’a takılmakta olan Roger‘a kaldı düşüncesi akıllara geldiyse de, ne 4. turda Haas, ne yarı finalde Del Potro maçları 5. sete taşımadan teslim olmadılar. Finalde ise Soderling’in aşıp geldiği yollar malumdu, ancak Federer psikolojik olarak olmasa da, fiziksel olarak rahat bir maçta, 2 saati bulmayan bir sürede turnuvaya noktayı koydu.

Bu kupayla birlikte tarihin 4 Grand Slam’in herbirini kazanmış olan 6. tenisçisi oldu (bu kişilerin ilki bu aralar daha çok bir marka olarak tanınan İngiliz Fred Perry), dahası Pete Sampras‘ın 14 Grand Slam kazanma rekorunu egale etmiş oldu. Bu hızla gittiğini düşününce bu rekor çok fazla bu halde kalacağa benzemiyor. Bir bakmışız 3 hafta sonra yeni rekora şahit olmuşuz. Wimbledon’ı heyecanla beklememek elde değil.

*****

Yazıyı hazırlayan konuk yazarım Ercan’a teşekkürlerimi sunarım:) Kendisi herşeyi çok güzel anlattı. Eklenecek birşey yok:) Yazılarımı okuyan ve beni tanıyanlar sıkı bir Roger Federer taraftarı olduğumu bilirler.

3 grand slamin şehrini görmüş biri olarak artık tvden, internetten değil ilk fırsatta canlı takip etmek niyetindeyim 🙂

Share